Alkol/madde kullanım bozukluğu (AMKB) ve Duygudurum bozukluğu sıklıkla birlikte görülebilen rahatsızlıklardır. Bu komorbitide, ciddi sağaltım sorunlarını da beraberinde getirmekte, hastalık seyrinin şiddetlenmesine, dolayısı ile morbitide ve mortalite oranlarının da arttırmasına yol açmaktadır. Bazı çalışmalara göre, Bipolar Bozukluğu (BB) olan hastaların %72’si hayatlarında bir veya daha çok madde kullanıyor. Epidemiyolojik çalışmalara göre de, BB’a en sık eşlik eden Eksen I psikiyatrik hastalığın AMKB olduğunu bildirmektedir. AMKB ile psikiyatrik bozukluklar arasında çift yönlü bir ilişki olduğu bilinmektedir. AMKB, duygudurum bozukluğu belirtilerinin ortaya çıkmasına, duygudurum bozuklukları da AMKB neden olabilmektedir. Alkol/madde kullanımı; mizaç, bilişsel işlevler ve davranışlarda önemli değişiklikler meydana getirebilmektedir. Bu belirtiler psikiyatrik hastalıklardan ayırt edilemeyebilir.
Bu komorbitide ciddi sorunlara yol açabilir, yakın tarihli bir meta analize göre de bu komorbitide özellikle intihar ile yakından ilişkilidir. Yapılan çalışmalarda, BB olan hastaların %25 ile %56 oranında intihar girişiminde bulundukları ve tamamlanmış intihar oranlarının ise %10 ile %15 arasında ve özellikle hızlı döngülü BB olan hastaların intihar riskinin de daha yüksek olduğu bildirilmiştir. BB olmayan ama AMKB bozukluğu olan hastalarda da AMKB olmayanlar ile kıyaslandığında intihar girişiminin 6 kat daha fazla olduğu bildirilmiştir. Bu oranlar genel popülasyona göre oldukça yüksektir. Yapılan gözden geçirmeler ve meta analizler BB olan hastaların intihar girişimlerinde AKMB’nun önemli bir rolü olduğu belirtilmiştir. Özellikle de son yapılan bir meta analizde bu durumun yaş ve cinsiyetten bağımsız olduğu, BB olan hastalarda AMKB’nun erken teşhis ve tedavisinin agresif bir şekilde yapılmasının intihar riskini azalttığını önemini vurgulamaktadır.
Sonuç olarak BB ve AMKB eş tanısının mutlaka araştırılması, atlanmaması ve tespit edilmesi durumunda da tedavisi büyük önem taşımaktadır. Bu hastaların mutlaka bu konuda uzman bir psikiyatri hekimi tarafından düzenli takip ve tedavisinin yapılması gerekmektedir.